Renkli Işıklarla Dans

Yazı ve fotoğraf: Seray Yalçın



Müziğin ruhunda yarattığı etkiyle birlikte, uzun süreli duygu yoğunlukları yaşıyordu dans ederken. Ritmik bir şekilde harekete geçirdiği bedeni düşüncelerinin süzgecinden geçip bir bir salınıyordu tanımadığı bedenlerin karşısında. Aslında hoşuna gidiyordu bu durum, farklı yüzlere sunduğu vücudunun, hayran dolu bakışlar karşısında var olması. Hiç tanımadığı bedenlerin onu arzulaması. Erkeklerin buğulanmış gözlerini, genç vücudunun ışıltısıyla parlatmak ve kadınların kıskançlık dolu bakışlarından hoşnut bir şekilde daha da hızlı savurmak saçlarını...
Rahatlatıyordu onu tüm bunlar. Gerçek dünyanın sunamadıklarını, gerçek dünyanın içinde debelenen ve o dünyada var olmayı becerememiş insanların bakışlarından almak, o bakışlarda yaşamak hazlarını...

Dans ederken daha hızlı çarpıyordu kalbi, her bir atışında yeni bir anlam kazanıyordu ve yaşadığını hissetmenin o tuhaf göz alıcılığına yenik düşmeye hazırlanıyordu.
Gözlerini hiç tanımadığı insanların bedenlerine hapsedip o gözlerde ani geçişler yapmaya hazırlanırken birden renkli ışıkların bedeninde çizdiği şekillere odaklanıyordu... Işıklar hep onunlaydı, o hep ışıkların içinde. Karanlık bir sahnenin etrafında üzerine atılan ışıklar vardı, hiç sönmeyeceğini sandığı ışıklar. Ve çığlıklar, bedenine ithaf edilmiş çığlıklar... Sözcüklerin anlamını yitirip bedenine hapsolmuş birer canavara dönüştüğü anlar...
Boğuk çığlıkların, paslı kulaklarına ulaşıp soğuk kirli bir yatakta son bulması...

Üzerine gelen her renkte bir başka kişiliğe bürünüyordu, hareketlerini o renge göre yavaşlatıp hızlandırıyordu ama özünde hep siyahtı. Silüet halini almış bir bedene yansıyan renklerin oluşturduğu yanılsamadan ibaretti her şey. Tanımadığı bakışların ruhunda açtığı yaralar kadar derindi, bedeninin üzerine örttüğü çıplaklık kadarsa sadeydi.
Tanımadığı bakışların ruhunda açtığı yaraları iyileştirenler ise, bedenlere yüklenen anlamların arasında yüceltilip ruh sarhoşluğu yaşayanlardı. Ruhu sarhoş olanların dünyasından geliyordu yaşanılanlar. Hazzın doruklarına ulaşmak isteyen ruhlardan... Her şey, anlık zevklerin yanılsamalı etkilerine dönüşüyordu, sonrasında...
O etkileri yok saymak içinse yeni bir bedenle daha yüzleşmesi gerekiyordu. Ancak öyle kapatabiliyordu yaralarını, kapattığını sanıyordu. Oysa bilmiyordu ki, kapanan her yara, ruhunda daha da derin ve hiç kapanmayacak yaralar açıyordu. Hiç tanımadığı birinin, var olmayan bedenini keşfe dalması, bir anlam ifade etmiyordu onun için. Çok uzun süre önce bildiği, aradığı tüm anlamlardan uzaklaşmıştı. O anlamlar ki ruhunu sarhoş etmişti ve bu yüzden uzun süredir ruh sarhoşluğu yaşıyordu ve bu sarhoşluk hiç son bulmuyordu, beden sarhoşluğu ruh sarhoşluğu ile birleşip dünyayı sarhoş ediyordu.


Her şey sarhoş olan kimselerin yanılsamalarından gerçek bir dünyaya dökülüyordu...

Yorumlar

Popüler Yayınlar