23 Nisan onların da bayramı ama...

Yazı ve fotoğraflar: Seray Yalçın

Sokaklarda yaşam mücadelesi veren çocuklar için 23 Nisan pek bir anlam ifade etmiyor. Derme çatma çadırlarda kalan, soğuk havalarda ayakkabısız uzun yollar aşındırarak dilencilik mesaisi yapan çocuklar, barış ve huzur dolu bir dünyanın hayalini kuruyor.


Bu 23 Nisan'da çocukluklarını yaşayamayan çocukların hikayelerine ortak olduk. Çoğu Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınmış çocuklar Eminönü, Kumkapı ve Balat gibi turistik bölgelerde gün boyunca sokaklarda. Hepsinin tek bir amacı var, para toplamak. Yaşları 4 ile 15 arasında değişen çocukların çoğu ya dileniyor ya da araba camı siliyor. Yaşı biraz daha büyük olan çocuklarsa, İstanbul'un ara sokaklarında karton ve çöp toplayıcılığı yapıyor.
Fatih ilçesinde yaşayan doğu kökenli ve Suriyeli çocuklar, Küçükpazar ve Vefa bölgelerinde yoğunlaşmış durumda. Yıkık dökük, harabe evlerde gecelerini geçiren çocuklar, günün erken saatlerinde sokaklara düşüyor. Sabah 7-8 civarı belirledikleri bir noktada arkadaşlarıyla buluşup mahallelerinden ayrılarak, kalabalık ve işlek yerlere gidiyorlar. Özellikle Süleymaniye Camii çevresine ve Eminönü’ne dağılan çocuklar gün boyunca yoldan geçen insanları durdurarak para ve yiyecek istiyor.
Turistlere yaklaşmıyorlar
Özellikle Türk vatandaşlarını durduran ve turistlere pek fazla yaklaşmayan çocuklar, istediklerini alana kadar peşine takıldıkları insanları takip ediyor. Bir arkadaşlarına para veren birini gördükleri zaman ise hep birlikte soluğu o kişinin yanında alıyorlar. Çocukların, öğle saatlerinde özellikle lokanta ve restoranların etrafındaki bekleyişi ise yürek burkuyor. Amaçları; müşterilerden arta kalan yemekleri almak. Lokantaların içine girmeye çalışsalar da, esnafın sert tepkisi ile karşılaştıklarında bulundukları yerden hızla uzaklaşıyorlar.
Alan kavgası
Cuma günleri özellikle camii etraflarını mesken tutan çocuklar, camiiye girip çıkanlardan para istiyor. Süleymaniye Camii meydanında dolaşan yaşı dört ile 15 arasında değişen 20’ye yakın çocuk, organize bir şekilde hareket ederek camiinin giriş kapılarına dağılıyorlar. Akşam saatlerinde ise toplu bir şekilde ortalıktan kaybolan çocuklar, yaşadıkları Küçükpazar’a inip, başka bir grup çocukla yer değiştiriyor. Kalabalık alanlarda durum böyleyken yaşadıkları yerde ise durum çok daha farklı. Akşam saatlerinde kavgaların yaşandığı, gürültünün eksik olmadığı Küçükpazar’da doğu kökenli çocuklar ile Suriyeli çocuklar arasında sıkça yer kavgaları yaşanıyor. Özellikle hava karardığında ortaya çıkan tinerciler, etraftakileri rahatsız ediyor.
Suriyeli oldu
Suriyeli çocuklar arasına karışmış Gaziantepli Yusuf da var. Nizip’ten 3 sene önce ailesiyle İsanbul’a yerleşmiş. Annesi konfeksiyon atölyesinde çalışıyormuş, babası ise karton topluyormuş. Yusuf ise okula gitmiyor ve Suriyeli arkadaşlarıyla dilenmeye gidiyormuş. Yusuf, Arapça bildiği için kendini Suriyeli olarak tanıttığını ve bu sayede daha fazla para topladığını söylüyor.

‘Doktor olmak istiyorum’
Gün boyunca Süleymaniye Camii etrafında dolaşan 10 yaşındaki Hazra, iki sene önce ülkesi Suriye’deki iç savaştan kaçarak abileriyle birlikte Türkiye’ye gelmiş. Ağabeylerinden biri 19, diğeri ise 26 yaşında. Ağabeylerinin karton toplayıcılığı yaptığını söyleyen Hazra, mahalleden arkadaşları ile gün boyunca sokakta dileniyor. Günde 30 liraya yakın para topladığını söyleyen Hazra, bozuk Türkçesiyle topladığı paraları abilerine verdiğini ve doktor olmak istediğini anlatıyor.


Sekiz yaşındaki Mustafa’nın hikayesi de Hazra’dan pek farklı değil. İki sene önce ailesiyle savaştan kaçan Mustafa, bizi görünce başta korkup kaçıyor sonra para verirsen konuşurum deyip yanımıza geliyor. Mustafa’ya ne olmak istiyorsun diye sorduğumuzda, öğretmen olmak istediğini söylüyor. Hayalleri önlerindeki engellere takılan sokaklardaki çocuklar, küçük yaşta zor koşullarda hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar